Özel günler neden kutlanır?
Hatırlatsın diye galiba. Konunun önemini hatırlayalım, bir kez daha üstünde düşünelim diye olsa gerek.
“Belirli Gün ve Haftalar” olarak anardık bu günleri ben küçükken.
Bazı günlerin tüketici davranışı üstündeki etkisi bilindiğinden bu günler medyada çok yer bulur. Anneler günü, babalar günü, sevgililer günü… Örtülü bir hediye alma zorlaması vardır bu günlerin doğasında. Daha çok alışveriş yapılsın, daha çok tüketilsin.
Çevre Günü bu günlerden biraz farklı… Alışveriş yapılsın diye kutlanmıyor. Tam tersine alışveriş yapılmasın, tüketim çılgınlığı azalsın, doğayla barış yapılsın… Pek çok mesajı var çevre gününün.
Dünya Çevre Günü’nün 2022 yılındaki vurgusu, “Tek bir Dünya var. Doğayla uyum içinde yaşayalım.” Herkesi sürdürülebilir bir yaşama davet ediyor Dünya Çevre Günü. İşte hatırlamamız gereken tam da bu. Sürdürülebilir bir yaşamın yollarını aramalıyız.
Her yıl 5 Haziran’da kutlanıyor Dünya Çevre Günü. “Kutlama” kelimesini bile biraz yadırgıyorum aslında. Kutlayacak ne var? Çevreyi nasıl tahrip ettiğimizi mi, yoksa iklimi insana nasıl düşman ettiğimizi mi, yoksa hırslarımızın önüne geçemeyip gezegeni nasıl talan ettiğimizi mi kutlamalıyız? Öyle söylenegelmiş. Bu gün bir düşünme günü olmalı. Çevreyi düşünme günü, yaşamı düşünme günü, şapkayı önümüze alıp gerçeklerle yüzleşme günü.
Haydi düşünelim.
Doğal kaynakları nasıl da talan ettik kalkınıyoruz diye? Gezegenin sınırlarına nasıl da dayandık? İklim değişikliğinden deniz kirliliğine, kuraklıktan flora ve faunanın tahribatına kadar ne kadar da çeşitli çevre sorunları üretebildik biz böyle? Biyoçeşitliliği azalttık, çevre sorunlarını çeşitlendirdik.
İlk kez 1972’de Stockholm Çevre Konferansı’nda adı kondu Dünya Çevre Günü’nün. Tam elli yıl önce. En az elli yıldır biliyoruz çevre sorunlarını yani. Bu konferansta sağlıklı bir çevrede yaşamanın temel insan haklarından biri olduğu söylendi. O gün bugündür her yıl kutlanır Dünya Çevre Günü, insanlar bilinçlensin, farkına varsın diye.
Bu günleri kutlamanın bir başka nedeni de dünya genelinde politik bir hareket oluşturabilmek. Küresel çapta bir çevresel eylemi tetikleyebilmek…
Bozulan ekosistemlerden etkilenen insan sayısı üç milyarın üstünde… Dokuz milyon prematüre bebek ölümü yaşanıyor kirlilik nedeniyle. Bir milyondan fazla bitki ve hayvan türü yok olma riskiyle karşı karşıya. İnsanlığın neredeyse yarısı iklim açısından tehlikeli bölgeler içinde yaşıyor. Bu bölgelerdeki aşırı sıcaklık, sel ve kuraklık gibi nedenlerle iklim ölümleri riski diğer bölgelerden 15 kat daha fazla.
50 yıl önce ilk çevre gününün kutlandığı Stockholm’de dünya liderleri bir araya geldiklerinde bir söz vermişlerdi: Gezegeni koruyacağız!
İklim değişikliği, kirlenme ve biyoçeşitlilik kaybı… Böyle mi oluyor gezegenin korunması?