8 Haziran’da Avrupa Parlamentosu üyeleri sürpriz bir oylamayla 55’e Uyum Paketi içinde sunulan bazı yasa tasarılarını reddettiler. Bu tasarılar içinde ülkemizde de yakından izlenen Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması da vardı. Bunun yanında Sosyal İklim Fonunun kurulması da kabul edilmeyen tasarılar arasındaydı.

Bu durumda AB’nin Emisyon Ticaret Sisteminin genişletilmesi ve revizyonu da şimdilik askıda kalmış oldu. 639 parlamento üyesinin 340’ı tasarıya karşı, 265’ı tasarının yanında oyunu kullandı. 34 üye ise çekimserdi. Bu tasarı AB 55’e uyum paketinin temel bileşenlerinden biriydi. Bunun üzerine kanun yapıcılar sınırda karbon düzenlemesiyle ve Sosyal İklim Fonuyla ilgili metni ve raporları tekrar komiteye havale etmeye karar verdiler.

Emisyon ticaret sistemiyle ilgili karar, merkez sağ kanatta yer alan Avrupa’nın İnsanları Partisi ve müttefikleri tarafından ötelenen bir seri düzenlemenin ardından verildi. Ötelenen bu düzenlemeler, emisyonların azaltılması ve karbon kredilerinde ücretsiz tahsisatların kaldırılmasıyla ilgiliydi. Çevre Komitesi, genişletilmiş emisyon ticaret sistemiyle mevcut durumda emisyonların %43’ünü oluşturan sektörlerin 2030 yılına kadar emisyonların %67’ini kapsayacak şekilde genişletilmesini önermişti. Binalar ve gemicilik gibi ekonominin diğer sektörlerinin de dâhil edilmesi isteniyordu. Pazarlık yapılmıştı; Parlamento %61’i kabul etmeye hazır görünüyordu ancak karbon kredilerinin daha yavaşça azaltılmasını şart koşuyordu. 2024 yılında piyasadan 70 milyon, 2026 yılında da 50 milyonluk ücretsiz karbon kredisi tahsisatlarının çekilmesini öneriyordu. Oysa komisyonun önerisi 2024 yılında 117 milyon karbon kredi tahsisatının tamamının çekilmesiydi. Sol kanattan gelen parlamento üyeleri bunun kısa vadede emisyonların artışına neden olacağı için kırmızı çizgileri olduğunu belirttiler. Merkez soldaki sosyalist ve demokratlar zayıflatılmış bir emisyon ticaret sistemi tasarısını oylamaktansa tüm raporu oylamak yönünde karar aldılar. Sonuçta daha azimli hedefler koyan sosyal demokratların ve yeşillerin ve aşırı sağ grubun tasarıdan desteğini çekmesiyle öneri reddedilmiş oldu.

Emisyon ticaret sistemiyle ilgili tüm rapor oylandığı için bu sistemle yakından ilişkili olan sınırda karbon düzenleme mekanizması ve sosyal iklim fonu tasarıları da geri çevrilmiş oldu. Sınırda karbon düzenleme mekanizması ithal edilen ürünlere ve elektriğe bir karbon vergisi getirecekti; sosyal iklim fonu ise Avrupa’nın emisyon ticaret sisteminden elde edilen gelirlerin kırılgan nüfusu desteklemek için kullanılmasıyla ilgiliydi.

2021 Temmuzunda formüle edilen AB emisyon ticaret sistemi reformu şimdi Avrupa Parlamentosu’nun çevre komitesine geri gönderildi. Komite yeni bir uzlaşma bulmak için çalışmalara başlayacak. Sonuç olarak hem sınırda karbon düzenleme mekanizması hem de sosyal iklim fonu emisyon ticaret sistemiyle yakından ilişkili olduğu için yeni bir bildirim yapılıncaya kadar ertelenmiş oldu.

 

Sınırda karbon düzenleme mekanizmasının finansal olarak özellikle Türkiye’yi ve batı Balkan ülkelerini etkileyeceğini biliyoruz. Özellikle karbon yükü fazla olan çelik ve çimento sektörlerinin dekarbonizasyon çabalarını hızlandırmaları gerekecek bu düzenleme kapsamında.

Ayrı bir oylamada parlamento üyeleri yeni araba ve kamyonlarda karbondioksit emisyonu standartlarının revize edilmesiyle ilgili önerilen kuralları kabul ettiler. Parlamento üyeleri 2035 yılına kadar karayolu ulaşımında sıfır emisyona ulaşmak için Avrupa Komisyonu tarafından önerilen teklifi kabul ettiler. 2030 yılına kadar arabalar için %55, hafif ticari araçlar için %50 emisyon azaltım hedefi kondu.

Neden reddedildi?

Yeşil ve sosyalist kanadın üyeleri öneriyi muhafazakâr gruplar tarafından çok zayıflatılmış buldukları için reddettiler. Sağ kanadın üyeleri ise özellikle mevcut enflasyon baskısı altında çok azimli ve reform niteliğinde buldukları için reddettiler. Oylamadan sonra taraflar birbirini AB’nin iklim planlarını geciktirmekle suçladılar.

Emisyon Ticaret Sisteminin revizyonu üstünde çalışmalar yürüten, merkez sağdan Alman Parlamenter Peter Liese şöyle söyledi: “Sosyal demokratlar ve yeşiller iklim korumayla ilgili sorumluluklarını gerçekleştirmede başarısızlığa uğradılar.” Liese’e göre sol kanattan gelen partiler ETS altında kapsanan emisyonların %63’e çıkarılması için çok zorladılar. Bu oran geçen yıl Avrupa Komisyonu tarafından başlangıçta önerilen %61’in üstündeydi. Peter Liese “Yeşiller ve sosyal demokratlar için bu oran yeterince iyi değildi. %67’lik bir oran ve Rusya kriziyle ve Rus gazına daha az bağımlı olma ihtiyacıyla karşı karşıya olduğumuz bu zamanlarda tek seferde daha yüksek bir azaltma istediler,” diye devam etti.

Yeşiller ve Sosyal demokratlar ise, Liese’nin sağ partisini fosil yakıt endüstrisine teslim olmak ve öneriyi sulandırmakla suçladılar: “Muhafazakârlar, sağ kanadın aşırı uçlarıyla biraraya gelip iklimle kötü anlaşmalar yapamazlar ve nihai oylamada paralamentoda bizden oy isteyemezler,” dedi İsveçli Sosyal ve Demokrat parlamento üyesi Jytte Guteland.

Alman parlamenter, yeşiller grubundan Michael Bloss, “Peter Liese fosil birliğiyle birlikte kaybetti,” dedi. “1,5oC iklim hedefi için bu yeni bir umut anlamına geliyor. Müzakereler en başından başlamalı,” dedi.

Martin Hojsik, merkezci Yenilenebilir Avrupa grubundan Slovak Parlamenter, Yeşilleri haklı bularak Avrupa’nın İnsanları Partisi’nin parlamentodaki ulusalcılarla ve muhafazakâr partilerle birlik oluşturmasıyla sol kanattaki partilerin desteğini kaybettiğini belirtti. Parlamentonun çevre komistesi başkanı Pascal Canfin ise Ukrayna’daki savaşın enerji fiyatlarını yukarı çektiğini, Avrupalı şirketlere ve tüketicilere baskıyı artırdığını belirterek Avrupa’nın İnsanları partisi ile aynı görüşte olduğunu belirtti.

Canfin daha sonra kanun yapıcıların iki hafta içinde bir anlaşmaya varmaya çalışacaklarını belirtti: “Kendimize bir anlaşmaya varmak ve bu gerekli iklim reformununu 23 Haziran’da oylamak için kendimize 15 gün veriyoruz.”

Karbon piyasası analistlerine göre oylamanın bu şekilde sonuçlanması bir sürprizdi ancak parlamentonun Avrupa Komisyonu’nun başlangıçtaki önerisini desteklemeleri hala bekleniyordu.

Şimdi ne olacak?

Şimdi ne mi olacak?

Bekleyip göreceğiz. Ama önümüzde bir erteleme var. Gecikmiş bir iklim eylemi var.

Sonucu bir inceleyelim. Avrupa da olsa insan aynı insan… İçinde melekler de var şeytanlar da. Duygularıyla konuşan, çıkarlarıyla konuşan, kızgınlıklarına yenik düşen, zayıf insan…

Aynı hikâye daha önce yaşanmadı mı? İster Avrupa, ister Amerika, ister Asya… Her kıtada, her ülkede… İnsanlar kavga ederken gezegen elden gidiyor.

Bundan gezegen zarar görüyor, evet. Gezegen zarar görünce kim neslini koruyamayacak? Kimin nesli sürmeyecek?

Cevabı hepimiz biliyoruz.

Sorumuz “Kim haklı?” sorusu değil. Sorumuz “Yaşamı bu kavgalarla sürdürebilir miyiz?” sorusu…