“Siz yeşil olmak istemiyorsanız, ben sizi yeşil yapmak için elimdeki politik ve ekonomik araçları kullanacağım”. Avrupa Birliği (AB) böyle söylüyor “Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması” önerisiyle.
Neden?
AB Yeşil Mutabakatı, AB’nin karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar 1990 seviyelerine kıyasla %55 oranında azaltma hedefini ortaya koyuyor. 2050’ye kadar iklim-nötr olma iddiası var AB’nin.
Bu hedefe ilerlerken üye ülkelere bazı yaptırımlar getiriyor. Bunu yeterli bulmuyor. Diğer ülkelerden kendi bölgesine karbon ayak izi yüksek ürünlerin girmesini de engellemek istiyor. Sınırda karbon düzenleme mekanizmasıyla, bölgesine ithal edilen belirli ürünlere karbon vergisi koymayı hedefliyor. Önerilen bu yönetmeliği 1 Ocak 2023’te yürürlüğe koymayı, 31 Aralık 2025’e kadar iki kademeli bir geçiş süreci ve 1 Ocak 2026’dan itibaren ise tam olarak uygulamayı planlanıyor.
Karbon Kaçağı
AB, bir taraftan ithal ettiği ürünlerin çevre-dostu olmasını sağlamaya diğer taraftan da bölgesinden diğer ülkelere “karbon kaçağı” olmasını engellemeye çalışıyor. Örneğin AB’de bulunan bazı şirketler üretimlerini başka ülkelere kaydırarak diğer ülkelerin çevre mevzuatlarındaki boşluklardan yararlanma yoluna gidebilirler. Bu durum emisyonların başka ülkelere kaymasına, diğer bir deyişle “karbon kaçağı” olmasına neden olabilir. Küresel iklim değişikliğiyle mücadele çabalarını baltalayabilecek böyle bir riskin önüne geçmek ve aynı zamanda üretimi kendi bölgesi sınırları içinde tutmak için sınırda karbon düzenleme mekanizmasını öneriyor AB.
Bu mekanizmayla hem bölgesinde üretilen ürünlerin hem de ithal ettiği ürünlerin karbon maliyetlerini eşitleyerek ürünlerini rekabete karşı korumaya çalışıyor. Böylelikle küresel iklim hedeflerine giden yolun taşlarını döşemeye çalışıyor.
Mekanizma nasıl çalışacak?
Bu mekanizma Dünya Ticaret Örgütü kurallarına göre oluşturulmuş çeşitli düzenlemeler içeriyor. Sistem şöyle çalışacak:
AB’de ithalat yapan kurum ve kuruluşlar karbon sertifikaları satın alacaklar. Bu sertifikalar, ürünler için ödenmesi gereken karbon maliyetine karşılık gelecek. Avrupa’da üretilen ürünlerin karbon fiyatlandırma kurallarına tabi olacak ithal edilen ürünler. Sertifika ücretleri, AB Emisyon Ticaret Sisteminin (ETS) haftalık ortalama açık artırma bedellerine göre salınan ton CO2 başına düşen Avro olarak belirlenecek. İthalatçılar sertifika alabilmek için merkezi yönetimlere kayıt yaptıracak ve ithal edecekleri ürünün nitelik ve niceliği hakkında bilgi verecekler.
Ödemeyi AB’deki ithalatçı yapıyorsa bu bizi neden ilgilendiriyor?
İthalatçı ithal edeceği ürünü seçerken elbette daha çevre-dostu olanını seçmeye çalışacak daha az sertifikayla ticaretini gerçekleştirebilmek için. Çevre-dostu ürün sunan ihracatçı da rekabette öne geçecek bu sayede.
Avrupa dışından bir üretici, üretimde kullandığı karbon için zaten bir ödeme yaptığını gösterebiliyorsa, bu bedel AB’deki ithalatçıdan ayrıca alınmayacak. Böylelikle AB dışındaki ülkeler üretim süreçlerini daha yeşil hale getirmeleri yönünde teşvik edilmiş olacak.
Mekanizma, başlangıçta yüksek karbon kaçağı riski bulunan belirli sayıda ürünlere uygulanacak: demir ve çelik, çimento, gübre, alüminyum ve elektrik. İthalatçılar ödeme yapmaya 2026 yılında başlayacaklar.
Ödeme mekanizması, belirtilen ürünlerin üretim sürecinde ortaya çıkan doğrudan emisyonlar için uygulanacak. Geçiş süreci sonrasında, yeni ürün ve hizmetlerin ve dolaylı emisyon adı verilen tedarik zincirinin (örneğin ürün imalatında kullanılan elektrikten kaynaklanan emisyonun vb.) sürece dahil edilmesi gündeme gelebilecek.
Geçiş süreci
2023’de başlayacak geçiş sürecinde ithalatçıların ithal ettikleri ürünün içinde saklı bulunan emisyonları raporlamaları gerekecek. 2025’in sonunda ise yeni fiyatlandırma sistemi tüm bileşenleriyle uygulanmaya başlanacak. Geçiş süresi içinde gerek AB içinden gerekse AB dışından işletmelerin ve yetkili otoritelerin yeni sisteme uyum sağlamaları beklenecek.
Ürünlerde saklı emisyonlar
Ürünlerde saklı emisyonlarla ilgili bilgi ihracatçılar tarafından AB’deki ithalatçıya verilecek. Bu bilginin eksik olması durumunda, AB’deki ithalatçılar her ürün için sistemde tanımlanmış olan karbondioksit emisyon değerini kullanacaklar. Satın almaları gereken sertifika sayısını buna göre belirleyecekler.
Türkiye
Türkiye’nin ihracatında en büyük payın Avrupa Birliği ülkeleri olduğu göz önünde bulundurulduğunda sınırda karbon vergisi düzenleme mekanizmasının Türkiye’yi önemli derecede etkileyeceği öngörüsünde bulunmak yanlış olmaz. Hazırlanmak gerekiyor.
Çevre dostu adım atmak yaşam için gerekli. Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması, çevre dostu davranışın ekonomi için de gerekli olduğunun altını çiziyor.